Kobanê Direniş Güncesi

12.00

Kobanê!
Bir direniş destanı, bir sevinç çığlığı, kızıl yıldızın zafer türküsü…
DAİŞ barbarlığına karşı insanlığın kurtuluş umudu,
Vîyan, Gelhat ve Arîn Mirkanların destansı kahramanlık öyküsü…
Direnişin içinde bütün bir Kobanê sürecini anı anına yaşayan Komutan
Sefkan arkadaşın kaleminden, geleceğe bırakılan tarihi bir miras…
Ellerle kazılarak kan-ter içinde yaratılan bir direniş destanının öyküsü…

Dinlerin Toplum ve Devletçi Uygarlıkla İlişki ve Çelişkisi

15.00

Açık ki başarılı bir zihniyet aydınlanması tarihin özlü genel kavrayışı kadar, çağdaş bilim ve felsefenin ufkunu yakalamayı da ön koşul sayar. Batı bilim ve felsefesini özümsemeden, tarihle buluşturup sentez oluşturma imkânı yoktur. Bu iş öyle İslamcılıkla, Budacılıkla yürüyecek bir iş değildir. Savunmamda taslak niteliğinde de olsa Batı zihniyeti ile körce olmayan bir çatışma vardır. Çok özlü ve dürüst ulaşmaya çalışıyorum. Benim için Batı zihniyeti ile tatmin olmak mümkün görünmemektedir. Çok büyük moral zaafları var. Ama olağanüstü bilimsel bilgi derinliği var. En kıskandığım taraf bunu başarma yetenekleridir. Bu yüzden saygı duyuyorum. Bununla birlikte çok büyük bir hastalığın veya noksanlığın bu alandan kaynaklandığına eminim. Moral, etik olarak çağdaş bir rahip olmaktan öte bir değerleri olmadığı kanısındayım. Bu zaaflarını giderebileceklerini sanmıyorum. Doğayı ve toplumu adeta yercesine bu kadar amansız yaklaşmak ürküntü veriyor. Bilmek kadar bir etik değeri de yaratmalıydılar. Sistemi etiksiz bırakmak nasıl vicdanlarına, aydın zihinlerine sığdı? Kim, ne onları etkisiz kıldı? Belki de çoktan iktidar onları satın almıştır. Bilim sınıfı, işçilerden daha kötü patronajdır, bağımlıdır. Umutsuzluğumun nedeni budur. Hâlbuki Rönesans’ta ne yaman direnişçiydiler! Giordano Bruno’yu ne kadar güncelleştirebiliriz? Yine Sokrates’i seslendirebilir miyiz? Hiç kimse bu büyük zihniyetlerin yitik olduğunu iddia edemez. Etmemesi ve yaşatılması gerekir. Mevlana, Hallac-ı Mansur, Mani, Sühreverdi gibilerinin de canlandırılması gerekir. Peygamberce olanın ruhunu, özünü de çağdaşlaştırmak gerekir. Onların bir anlamda ölmediklerini bilerek ve gerçek temsillerini yaparak yaşamak gerekir. Bu halkalar gerekli güncel zihniyete bizi yakınlaştırabilir. Çağımızın soy değerlerini ayırt edebilirim. Fakat kötü yenilenleri canlandırmak pek yaratıcı etki bırakmayacaktır.

Mewlidê Kirdî

12.00

Mela Ehmedê Xasî serrê 1867-1868 de dewêka Hezanî de hamew dinya. Hezan enka di navçey pêşêkevirî de, dewêka gird a û eyro nehya wa, a dewe girêdayê Lice ya. Namey pî mela Ehmedê Xasî, mela Hesen o. Ehmedê Xasî pî xu hete dest bi wendiş kerd. Badê wendişê xu yê dewe feqîtî kerde û wendişê medresan berdewam kerd, wendişê xu yo peyîn zî Diyarbekir de temam kerd û îcazey xu miftî Diyarbekirî Hecî Îbrahîm Efendî hete girot. Demêke bîyo miftîyê Licey. 1909 Melayê Xasî Diyarbekir ra surgunê Qîlawê Rodosî kerdo. Ehmedê Xasî 18.02.1951 di dinyayê xu bedelnawa o şiyo rehmet.

Mewlûda Nebî, bi zonî Kurdî, bi zaravayê Kirdî, (Zazakî-Dimilkî) bi destê Mela Ehmedê Xasî ameya nuştişî. Di 25’ê aşmê Adarî 1899’an de, çarsey hebe di çapxaney Litografya sûkê Diyarbekirî de ameya çapkerdişî.

Homa bi rehmê xu yi şabikero.

Ülkemin Haritasıdır Yüzünüzün Çizgileri

12.00

“O kadar adsız şehit var ki, o kadar anısının açığa çıkarılıp hesap sorulması gerekenler, özellikle genç savaşçı var ki, aslında tek tek anıları hakkında sadece bir değerlendirme değil de, onların bir halka mal edilmesini isterdim. Biz bu kısa sürede yaşamlarına anlam verilmesi için üzerimize düşen görevleri mutlaka yerine getireceğiz. Bize göz açtırmamak için dayatılan tüm zorluklara rağmen, tüm şehitlerin hakkını istemek ve gereklerini yapmaktan geri durmamak esas alacağımız en önemli çalışmamız olacaktır.”
Abdullah ÖCALAN

KOBANÊ Çepera Rumetê

12.00

Ev pirtûk diyarî ye ji bo lehengên ku di hemû şaneyên bedena min de wek volkanên ne vemirin û di her kêliyê de bedenên xwe kirin çeperên mayînde da ku tu hêz nekare wan bihejîne.
Diyarî ye ji bo lehengên ku bi ken, mirin pêşwazî kirin û bûn hêviya bindestan. Lehengên evînê yên ku evîna Kurdewarî mîna biskên jineke Kurd li hemberî tarîtiyê hûnandin. Diyarî ye ji bo lehengên ku bi laçika xwe ya sipî, bi kopal û berên xwe û yên bi lewendiyên zendên xwe sînorên bi têlan rêsiyayî çirandin. Diyarî ye ji bo her mirovê ku bi xwîn û xwêdana xwe, heriya Kobanê av dan û bûn bingehê gulistana pêşeroja mirovatiyê û hêviya bindestan.

Select at least 2 products
to compare