Kuzey Kürdistan’ın güneybatısında, sönmüş yanardağ olan Karacadağ’ın batısında Fırat’a doğru uzanan bölgede kurulmuştu Siverek. Amed, Rıha ve Semsur arasındaki üçgende bulunuyordu. Yetmiş bin nüfusu vardı. Siyah taşlarla yapılan evleri ve yüzlerce yıllık yalnızlığıyla uzaktan bozkırın alnına vurulmuş kara bir leke gibi görünürdü. Dört bir yanı siyah kayalar ve taşlarla bezenmiş gibiydi. Baharda yağan yağmurla toprakları yeşerir, güzün solgunluğu ortalığa düşerek etrafı sarıya keserdi. Kışın dondurucu soğuğu yürekleri üşütür, yoğun yağan karın beyazlığı her tarafı etkisi altına alır ama Siverek’in siyah taşları gibi bahtı kara bu görüntüsü değişmezdi. Kasabayı çepeçevre kuşatan yüklü üzüm bağları da olmasa, tanrı tarafından cezalandırıldığı için ağaçsız bırakıldığı duygusu, görenlerin yüreğine gelip otururdu.
Unutulmasınlar – II – Güneş Bakışlı Çocuklar
€12.00Dağlı Çocuklar aşkı serpiyor güne,
Her taraf,
her şey ışığa kesiyor…
Diyorlar ki:
“Gününüz aydın olsun!”
“Nurla dolsun gönlünüz!”
Çünkü özü ışıktan bir aşktır
Önderlik …
Susmuyorlar!
Ve yine diyorlar ki:
“Herkes,
her şey bıraksa da bizi…
Güneş yine her gün doğuyor…”
Aradıkları değil
yaşadıklarıdır aşk!
Aşkı taşıyorlar bu topraklara.
Tanıdınız mı onları?
“Biz Güneşe Sevdalı Çocuklarız…”
“Güneşin Çocuklarıyız…”
Reviews
There are no reviews yet.