“Kemal Pir anlatılamaz, yaşanır!”, “Kemal Pir kimdir?” diye soranlara, onu tanıyanların vereceği cevap, başlarken dile getirilen bu cümle olsa gerek. Bir görevi yerine getirme inancı, sorumluluğu ve vicdanı ile belirttikleri her şeyin doğruluğu kesin olsa da, mutlaka anlatırken, “Geride eksik kalan bir şeyler olduğu” düşüncesini taşımakta olmaları da bunu göstermektedir.
Kemal Pir’e dair anlatılanları dinlerken, yazılanları okurken böyle bir hisse kapılmamak mümkün değil. Ya başlarken ya da anlatırken veya yazarken cümlelerin kuruluşundan, konular arasındaki geçişkenlikten bunu anlamak mümkün olmaktadır.
Kuşkusuz Kemal Pir’i anlatanlar; yazarlarken, her şeyi dile getirmek, ifadelendirmek, belgelendirmek, ona dair geride bilinmeyen hiçbir şey kalmasın diyor ve bunu istiyorlar. Bu anlaşılır bir durumdur. Fakat bir yer var ki, oraya gelince Orhan Veli Kanık’ın dediği gibi kelimler “kifayetsiz” kalıyor, Kemal Pir’i anlatmaya yetmiyor. Kelimeler boğazlarda düğümleniyor, kalemler duruyor. Ona olan saygı, bağlılık, paylaşılan mücadele arkadaşlığı, yoldaşlığı bunu gerektiriyor.
Böyle de olsa, tüm anlatılanlar yan yana getirildiğinde, -tüm bunlar yetmese de- Kemal Pir’e dair asıl anlatılmak istenenler belirgin bir hal almış oluyor. En azından Kemal Pir tablosunun ana hatları belirginlik kazanmış oluyor.
Babası Cemal Pir’in deyimiyle, “Kemal sen tabutlara nasıl sığarsın”, yoldaşlarınca da, “İnsan olan insan”, “Tek kişilik ordu”, “Ölüyü bile dirilten insan”, “O bir kutup yıldızıydı”, “O sosyalistti”, “Büyük eylemci, ajitatör”, “Yenilgi ve başarısızlığı kabul etmeyen”, “Her zaman arkadaşını büyütmek isteyen”, “Yanlışın üzerine amansız giden”, “Uğruna ölecek kadar yaşamı seven”, “Kemal demek, eylem ve pratik demektir. Kemal demek, doğal olmak demektir. Kemal demek, yaşam demektir”, “Düşünürken yapmak, yaparken düşünmek; birini diğerine tercih etmemek”, “ Önderliği anlamak ve hayata geçirmek demektir”, “Sapmalara karşı uzlaşmaz bir kişilik”, “Ön açıcı; bekleyen ve erteleyen değil”, “Söylenmesi gerekeni en etkili söyleyen”, “Az ve etkili konuşan”, “Düşüncesiyle eylemini birleştiren”, “Devrimciliğin model militanı”, “Dava adamı”, “O devrimi yaşadı” denilen, Önder Apo tarafından ise, “Benimle Kemal Pir’in ilişkisi Türkiye devrimi ile Kurdistan Devriminin ilişkisidir”, “Aşil için Patroklos neyse benim için Kemal Pir de odur”, “ PKK’ye gelen kadınsa Zîlan olur, erkekse Kemal Pir olur”, “Kemal Pir yaşayan bir değerdir”, “Kemallerin bağlılığı, benim arkadaşlığımdır”, “Kemal Pirler nasıl öldüyse biz de öyle öleceğiz” gibi, sayfalara sığmayacak ulvi sözlere sığdırmak bu büyük devrimci için yetersiz kalacaktır.
Ancak tüm bu ulvi sözlerin toplamı ile Kemal Pir’i anlama olanağına kavuşabiliriz. Fakat yine de tüm bu belirtilenlerin onu tanımak için yeterli olamayacağını kabul etmek gerekir. Onu tanıyanların, “Kemal Pir anlatılamaz, yaşanır” sözleriyle kastettikleri de bu olsa gerek.
O nedenledir ki bugüne kadar Kemal Pir’e dair anlatılanları, tekrar tekrar okumak ve bunlardan yola çıkarak onu daha farklı yol, yöntem ve biçimlerde tanımaya ve anlatmaya, yaşamını öyküleştirmeye, şiirleştirmeye, romanlaştırmaya, yaşanmışlıklarından yola çıkarak üzerine filmler çekmeye, belgeseller hazırlamaya ihtiyaç vardır. Kitap içerisinde dile getirilen anlatımlardan da anlaşılacağı gibi tarihte yaşanmış, iz bırakmış, yaptıklarıyla hep örnek alınmış, bıraktıkları miras sahiplenilerek izinden yürünmüş ve tilmizi olunmuş kişiliklerle, halk kahramanlarıyla buluşan özellikleri de bunu olanaklı ve gerekli kıldığı gibi, bir ihtiyaç haline getirmiş bulunmaktadır.
Kemal Pir’in en yakınında duran, onunla birlikte mücadele eden, yaşamın en zorlu olduğu kadar en coşkulu anlarını paylaşan ve onunla yaşayarak yollarına devam eden yoldaşlarının anlatımlarından oluşan bu kitap çalışmasıyla yapılmak istenenlerden belki de en önemlilerinden biri de, böyle bir ihtiyacın karşılanması için bir başlangıç adımın atılmasına vesile olmaktır.
Ancak bu kitabın asıl amacını bununla sınırlandırmak gerekir. Zaten, Kemal Pir’in öncü, örgütleyici, etkileyici ve harekete geçirici kişiliği, özellikleri, karakteri, yaşamı, Kurdistan, Türkiye, Ortadoğu devrimcileri ve halkları ile tüm dünya insanlığı nezdindeki yeri buna izin vermez.
Asıl amaç da, “Dünyayı tanımak ve bilmek benim için yetmiyordu. Dünyayı değiştirmek gerekiyordu. Değiştirmek için de müca dele etmek gerekiyordu. Ben aynı zaman da sadece bilen bir insan değil; bilen, araştıran bir insandan ziyade dünyayı de ğiştirmek için mücadeleye katılmanın da gerekliliğine inandım ve mücadeleye katılmak istedim” diyen Kemal Pir’in yolumuzu aydınlatan, yön veren bu sözlerine olan bağlılıktır. Onun izleyicileri olarak; bugün her şeyden daha çok devrimci bir görev olarak öne çıkarak ihtiyaç haline gelen Kemal Pir’in ideallerine bağlı kalarak, onun uğruna ölecek kadar sevdiği yaşam için inançlı, kararlı yürüyüşünün başta gençlik olmak üzere Kurdistan, Türkiye, Ortadoğu halkları ve tüm dünya insanlığınca canlı ve sürekli kılınmasında üzerimize düşen görev ve sorumluklarımızı yerine getirmektir.
Bu inançla yolu yolumuz, mücadelesi kararlılığımızdır diyerek Kemal Pir’i selamlıyor, anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.
Weşanên Meyman
Reviews
There are no reviews yet.