Söylediklerini getirip sonunda iki kelimelik söze bağladı. Söz, dilinde yakıcı bir ateşe dönüşmüştü. Şiddeti onlarca yıl sonra bile azalmayacak her iki kelimecik ağzından çıkar çıkmaz, bedeni zangır zangır titremeye başladı. Son bir bakış fırlattığı odanın karşılıklı köşelerine asılı portrelerin hafiften oynaştığını ve hızlanarak etrafında döndüğünü gördü. Sonra görüş gücünü hepten kaybetti. Saatlerdir kendisini dikkatle dinleyen Haki’yi nasıl gözden yitirdiğini anlayamamıştı. Haki’nin şaşkın bakışları altında çenesi göğsüne düştü ve oturmuş olduğu ranzadan yere yuvarlandı. Haki’nin telaşlı hamlesi, başının betona çarpmasına mani olamamıştı. Burnundan akan kan damlalarını görünce, Haki’nin tedirginliği iyiden iyiye artmaya başlamıştı. Üstüne varıp başını ellerinin arasına aldı, elini elinin bileğinde ve boyun damarlarında dolaştırdı, nabzını yokladı. Nabzı fena halde kötü görünüyordu. Ranzanın üstünden bir yastık çekip başının altına koydu. Koşarak getirdiği kolonya şişesiyle yüzünü, gözünü bir güzel yıkadıktan sonra göğsüne hafiften bir basınç uyguladı ve usul
usul ovarak onu kendine getirmeye çalıştı. Bedeni yerde kalmış, ruhu çoktan göğe yükselmişti sanki.
Bizim Şîlan
€10.00“Çok şey söylendi
çirkinliğe, güzelliğe dair.
Çok şey söylendi
ihanete, direnişe dair.
Bilge filozofun dediği gibi
‘Kadının yazısız tarihi yazılmadı,
özgürlük tarihi ise yazılmayı bekliyor.”
“Tarihi kanı ile yazanlar
henüz son sözlerini söylemediler
‘KADIN ÖZGÜRLÜĞÜNE DAİR…”





Reviews
There are no reviews yet.