Yaşamın bir başka anlam kazandığı mekanlarda ölüm yaşamı durdurmaz. O, derinleşen özgürlük çığlığında sadece ince bir kavşaktır. Yaşamı anlamlı yaşamaktır ölümü anlamsızlaştıran ve özgürlük yürüyüşüne derin bir anlam yükleyen.
Yaşamın kutsal ve zorlu gerçeği, yaşamın resmedildiği, özenle hazırlanan ve en güzel kır çiçekleriyle süslenen deftere aktarılır. Gerillada yaşamın resmedildiği günlükler, en büyük değerlerdendir.
En yalın ve yansız olarak günlüklere anlatılır özgürlük hissedişleri. Onlar aralar yaşamımızın gizemli perdesini, yaşam gerçeğimizin vazgeçilmez güzelliklerini en çok onlar anlatır. Çünkü bizim günlüklerimizin sayfalarında, hatta satır aralarında gizlidir yaşam gerçeğimiz. Bir tebessümde yansıyan, yaşadığımız binlerce yıllık acı gerçeğinden süzülen Kürdistani bir mutluluk. Çektiğimiz acılar, analarımızın yanık ağıtlarından birer mirastır genç kızlığımızın güncesinde. O yüzden güncelerimizin içerikleri sayfalarını süslediğimiz kır çiçekleri gibi sadece güzelliklerin ifadesi değil.
Günlük, gerillada yaşamın resmedilmesi, gerillanın tarihe geçmesidir bir nevi. Çünkü yaşamımızın her anını dolu dolu kılan güzelliğe ve yüceliğe dair olan anlam arayışı var. Bermal’in güncesi de karı yaran, baharı müjdeleyen kardelenin asiliği, yaşamın en uyumlu ahengini simgeleyen doğanın çelişkili diyalektiğinin simgesi. Acı ve zorlanmalardan yaratılmış başarı ve mutluluğun ifadesi.
İnsan yaşamında en onurlu şeylerden biri, insanın kendi yaşamını kaleme almasıdır. Bermal de kendi yaşamını kendi yazan bir gerilla, bir
ülke sevdalısı…
Gerillacılık, özgürlük arayışıyla özdeş bir gerçek ve günlüğünün birçok sayfasında ‘Gerillacılık en büyük tutkumdur’ diyen Bermal ise ikisinin de tutkunu. O yüzden Bermal’in yazılarına cevap vermek zor. Ama yoldaşlığın gerçeği de zor olanı başarmak değil mi?
Ülkeye derin bir yolculuktu Bermal’in özgürlük yürüyüşü, çünkü özgürlük çığlığı orada boğdurulmuş, vatan toprakları tutsaktı. Yurt, yani yüreği tutsak edilmişti. Bermal’in yüreği hep çocukluk günlerinin geçtiği Midyat’ta, o toprakların bağlarında olsa da, bedeni buz kesen yaban diyarlara sürülmüştü. O, zamana baş kaldıranların kutsadığı kutsal mekanlar olan dağlara sevdalanmıştı. Dağlar, hasret kaldığı çocukluk özlemlerinin somutlaştığı diyarlar olmuştu onun genç yüreğinde. Bermal, uzaklaştıkça ülkesinin daha da tutkunu oldu. Uzaklık sevgisini büyütmüş, sevdaya dönüştürmüştü. Tutkuları yüreğine tufanlar saldığında, o yaşının aksine hep sakin, dingin kalmayı bildi.
Kardelen ismi ne çok ifadesini buluyordu onda; sade ve asi…
Bu gerçekle tanıştı Bermal ülkeyle, ülke Bermalle. Ülkesi diğer ülkelere benzemiyordu. İşte bu yüzden tutkundu ülkesinde yaşanan acı ve sevinçlere…
Reviews
There are no reviews yet.