Aşka düşmeyen manayı ne bilsin
Aşık unutmaz ki
Unutan ne bilsin
Kadının ezilmesine ve toplumdaki sınıflaşmaya karşı çıkan Hürrem ve Mazdek, insanlığın mutluluğu için mücadele ettiler.
Cennetten gelme ilk insanların efsanesi değildi onların hikâyesi. Onlar, cehennem ateşlerinden geçerek, ıstıraplı yollardan geldiler.
İki beden, iki cins, aynı ruh:
Tüm insanlığı kendi farklı kimlikleriyle, özgürce yaşatacak, birleştirecek ruh!
Özgür ruh, tüm çağlarda egemenlerin saldırısına uğradı, karalandı, yok sayıldı.
Mazdek öldürüldü, Hürrem unutulmaya terk edildi.
Katledilenin adı bilindi ve 1500 yıl sonra “ilk büyük toplumcu önder” olarak anıldı. Eşi ve yoldaşı Hürrem’in, onun devamcısı olduğu ve sonra gelen direnişçilere Hürremiler dendiği söylendi ve kayıtlara birkaç cümle şeklinde geçirildi. Hepsi bu kadar.
Bilmediler ki Mazdek aslında ilk Hürremiydi!
Ruh ikizi eziyet edilerek katledilen Hürrem’in adı kül altındaki közlere, ruhu evrenin her zerreciğine sindi…
Mazdek adı bilinmese Sasanilerin ne önemi olurdu?
Hürrem ise bilinmemeliydi! Katiyen ondan geriye hiçbir anı bırakılmamalıydı!
Hürrem bilinseydi hiçbir zulüm hükümdarlığının adı anılmazdı. Evrene bir kadın dini armağan eden Hürrem varken, zalimlerin düzeni mi kalırdı? Kalmazdı elbette, çünkü bu inancın kaynağında toplumsal direniş vardı! Bu yüzden Hürrem adının kaybolması için harcanan çabalar despot devletin ne demek olduğunun özeti gibi olmuştur.
Hürrem sadece Zerdüşt inancını saptırarak kullanan İran monarşisine karşı direnen bir kimlik değildi. Tüm bölge halklarının emekle yoğrulmuş onurunu temsil ettiği gibi tüm insanlığı mutluluğa kavuşturacak direnişin de adıydı.
Onun, “Asırlar boyu sürecek bir direniş” olarak adlandırdığı davasının hedefi sade ama büyüktü: Ezen ve ezilenin olmadığı, kadın-erkek eşitliğine dayalı özgür bir dünya!
Nerede zulüm varsa orada direnişin adıydı Hürrem.
Buna karşın halklar mozaiği İran’ın Şia’lığı seçmesi tesadüf değildi.
Ya Hürremdin sayesinde tüm sömürü sınıfları yerle bir olacak ya da onu kendi içine almayı sağlayacak bir yol arayacaklardı. İran’ın yaptığı ikincisiydi.
Bu yol İran’ı Şia’lığa götürürken bir neden de, Arap milliyetçiliği karşısında Fars kimliğini ve farkını koruma çabasıydı. Diğer bir neden ise Şia’lığın, Hürremi hakikatin canlandırdığı ve yaşattığı eşitlikçi ve özgürlükçü toplumsal kültür zeminine daha uygun olmasıydı.
Hürremi düşünce sadece Hürrem’in yaşadığı dönemi değil sonraki dönemleri de etkiledi ve direnen tüm halkların yönünü belirledi. Asırlar boyu tüm zulüm düzenleri karşısında süreklileşen toplumsal direnişin adı oldu.
Unutulması için egemenlerin yapmadığı şey kalmadı. Çünkü o, din karşıtı değildi, savunduğu dinsel inançla hakikati ortaya çıkarmıştı.
İşte o hakikatten korktular. Unutulsun diye kaynağını kurutmaya çalıştılar.
Unutulmaya terk etmek pasif bir edim değil, süreklileşen bir linç halidir. Yalanlara dayalı linç, her türlü günahın örtbas edilmesinin gayrı-meşru aracıydı. Fikir bakımından zayıf olanların zayıflıklarını gizleyen bir dehşet makinasıydı linç. Erkek linçi kutsaldı. Fikriyle baş edemediklerini, dehşetle yok etme merasimiydi.
Lakin hiçbir şey yoktan var olmadığı gibi, var olan hiçbir şey de tamamen yok olmaz, dönüşür. Eski aşiretlerin ceng geleneği Hürremilerin taşıdığı direniş ruhunun ana kaynağıydı.
Eski, yeninin içinde sürer. Çağdaş Hürremiler bunun en büyük kanıtıdır!
Hürrem, katliamları ve her türlü linci aşan toplumsal bir fikre sahipti. Tarihin gelmiş geçmiş en cesur fikir savaşçısıydı.
Tanrıçalar zamanından sonra adına din kurulmuş tek kadın kimliğiydi. Özgürlüğün, ahlakın, iradenin şekillendirdiği bir inancı vardı. Tanrı aşkıyla toplum ve insan aşkı, onun için aynıydı. Aşk toplumunun öncüsüydü. An içinde kendi kendini inşa eden bir evren anlayışı vardı. An içinde toplumun özgür ve eşit yaşamını kurmanın öncüsüydü. Arayışları bitimsizdi ama gelecek hayalleri andan kopuk değildi.
Onun sadeliğinde yaşayan hakiki güzelliği, sevgisine işleyen derin acıları, anda bulduğu geleceği, yaşadığı dönemin iklimi içinde anlamak, ona olan saygımızı büyütür, öze dönüş yolculuğumuzda rehberimiz olur. Çünkü öze dönüş ve öz saygının şaşmaz örneğidir o!
Tüm zamanların yürek sızısı, tüm güzelliklerin mayası, sonsuz bir sevgi arayıcısı ve özgür yaşam inşacısı!
Ölümsüz hakikat savaşçısı, yüzlerce yıl süren amansız direnişlerin onur bayrağı!
Yaşayan her şeyin
Ve
İsyanın anası Hürrem
Tüm canların cananı
Unutulabilir mi?
Reviews
There are no reviews yet.